Müzik Duygularımızı Etkileyebilir Mi?

Müzikler, bir noktada kişilerde belirli duygular oluşturur. Yıllarca kiliselerde, ayinlerde, tüm ruhani ortamlarda, melodik sesler çıkartılmasının, büyülerin dahi melodik bir şekilde söylenmesinin sebebi budur. Tüm kültürlerde bilinir ki, müzik hem ruhu arındırma özelliği hem de ruhu ifade etme özelliği ile bilinir. Örneğin; Şaman ayinlerinde kutsal sözcükler bazı melodilerle söylenir ve ancak doğru melodiyle söylenirse bir varlık kazanacağına inanılır. Aynı şey İslamiyet’te de geçerlidir. Ezan bir melodi haline getirilir ki, inançlı bireylerin kalbine değsin. Gerek bilindik öğretilerde frekans olarak geçmesi, gerekse ilahiye ulaştıran bir araç olarak anılmasının sebepleri bunlardır.

Nasıl ki tiz ve yavaş melodiler bize bir ağıtı anımsatır ve bizi duygulandırır veya daha hareketli melodiler bizi mutlu eder. Sözler olmadan dahi, bazı şarkılar bize bazı hisleri anımsatabilir. Bu konuda bir merakınız varsa ve denemek isterseniz, gözlerinizi kapatın ve bir klasik müzik açıp sizde ne hisler uyandırdığını düşünün. Örneğin; Fazıl Say’ın Black Earth bestesini dinlediğinizde, içinizde bir aidiyet hissedebilirsiniz. Bu aidiyet, bestenin Anadolu coğrafyasını anlatıyor olmasından kaynaklanır. Her müzik kendisini var olduğu coğrafyaya bağlayacak bir yol bulur. Burada dinlenen en kötü müzikten, yapılmış en iyi müziğe kadar her müzikal meselede, fark etmeseniz dahi sizin de bir parmağınız var.

Bir başka örnek vereyim o halde. Bir yandan örnekler arasında, Beethoven’ın üsluben daha dinamik bir yol izlemesi gösterilebilir. Yaşadığı dönemde, tarihsel olarak çok inişli çıkışlı süreçler geçiren Beethoven, kendi karakteristik özelliklerine bağlı olarak fazla dinamik bir müzik yapısına giderken; Bach ise tam tersi, yaşadığı dönemin stabilliğinden etkilenerek daha durgun bir müzikal temelde kalmıştır. Bu iki bestekar arasındaki fark, hem yaratmak istedikleri duygusal ortamların farklı olmasından kaynaklanır hem de yaşadıkları toplumların geçirdikleri tarihsel süreçlerden kaynaklanır. Beethoven, kilise gibi bir yapının baskısı altında değilken daha özgürce çalışabilmiş ve yeteneğini daha aktif değerlendirebilmiş. Fakat Bach tarafına baktığımızda, o küçük yaşta sorumluluk almak zorunda kalan ve ailesini kaybettiği için desteklenemeyen, bir de kiliseye çalışarak geçimini sağlayan bir müzisyen olduğunu görürüz. Doğal olarak Beethoven kadar hareketli bir mizaç beklemek mümkün değil.

Pop Art’ın Yıldızı Andy Warhol Kimdir? | haberinsan

Şimdi elbette ki beynimizin bazı noktalarında müziğin uyandırdığı titreşimler ve hareketlilikler mevcut, fakat bunları bilmeseniz bile durup biraz düşünün isterim. Düşünmeniz için size bir yol göstermiş olmak için, şimdi size bir soru: “Acaba yaşadığınız süreçler, yer ve geçmiş deneyimleriniz ile dinlediğiniz müzik arasında nasıl bir bağlantı var?”

Müzik neden duygulara hitap eder?