Bağlama Bizi Geçmişe Bağlar mı?

Hepimizin bildiği üzere müzik aletlerinin doğuşu çok eskilere dayanır. Bunlar çıkardığı sesler ve kullanılan malzemelerine göre telli, üflemeli ve vurmalı müzik aletleri gibi çeşitli kategorilere ayrılır. Bağlama ise bu ekibin telli müzik aletlerine dahil olan üyesidir.

Neşet Ertaş’ın bozlağı, Musa Eroğlu’nun gönül dağına yağan karın şahidi, Aşık Veysel’in zihninden dünyaya açılan pencere… İçerisinde yer alan ezgiler ve kendine özgü tınısıyla geçmiş ile bugün arasında bir köprüdür bağlama. Elbette geçmişten izler taşır. En önemlisi de müziği icra eden kişiden izler taşır. Musa Eroğlu’nun “Yine Karlar Yağdı Gönül Dağıma” eserinde olduğu gibi;
“Kime ne söyleyim kime ne deyim? Yaz ayında gazel düştü bağıma.”
sözleri ile çaresizliği bize doruklarında yaşatıyorsa, gözlerimizin uzaklara dalmasına sebep oluyorsa rahatlıkla diyebiliriz ki bağlama bizi geçmişe bağlar.

Evrensel Dil; Müzik ve Türleri – haberinsan

Eskiden seni seviyorum demek bu kadar kolay değilmiş duymuşsunuzdur. Dedeleriniz neneleriniz bahsetmiştir bu durumdan. Onlara göre bunu söylemek utanmak için yeterli bir sebepmiş. Hâl böyle olunca da kâğıda dökerlermiş sevgilerini. Kâğıda dökülen bu sözlere bir de bağlama eşlik edince şu an nasıl yazıldığına akıl sır erdiremediğimiz sözler ortaya çıkmıştır.

Seni seven oğlan neylesin malı?
Yumdukça gözünden döker mercanı.
Burnu fındık; ağzı kahve fincanı,
Şeker mi? şerbet mi?
Bal Acem kızı, bal Acem kızı.

Bu sözler Neşet Ertaş’ın kaleminden çıkmıştır. Günümüze göre eski bir zaman diliminde yazılmıştır. Üzerinden yıllar geçmiştir bu söz söyleneli. Fakat Neşet Ertaş her sahneye çıktığında ve bağlaması ile bu parçayı her çalıp söylediği anda bizi etkilemeyi başarmıştır. Sözün yazıldığı ilk günkü etkiyi yaratır üzerimizde. Sözü yazanın hissettiği duyguları uyandırır içimizde. Tüm bu sebepler bağlamanın bizi geçmişe bağlaması için yeterli bir sebeptir. Ama öyle sımsıkı zorla kaçırır gibi bir bağlama değil bu. İstediğimiz zaman kurtulacak kadar zayıf, bağlandıkça bağlanmak isteyeceğimiz kadar güçlü bir bağ. Bağlama bizi geçmişe bağlar evet ama bileklerimizde iz bırakacak kadar acıtarak değil yüreklerimizde iz bırakacak kadar dokunaklı bir bağ ile.

Saz ve bağlama arasındaki fark nedir? Saz ile bağlamanın farkı